10 Mayıs 2016 Salı

Yalnızlığından



Tüm uçurtmalarımı gökyüzüne saldığım anda çıkmıştın karşıma.Güzel gülüyordun.Çok güzeldin.Üstünde deri ceketin açık kot pantolunun ve kırmızı gömleğin vardı.Yorgundun.Sen farkında değildin ama ayakkabılarına bakıp durmuştum.Nedenini bilmiyorum.Sevmemiştim.Aldığın uyuşturucunun etkisinden kurtulamamış olacaksın ki gözlerini kısıp önce etrafa sonra bana bakıyordun.Hoşuna gitmiştim.En azından böyleydi her şey.Sen önce soda içmek istedin gecikince de çay.Bense çoktan yüz hatlarında kaybolmuştum.Harika yüz hatların olduğundan değil belkide yüz hatlarından birinde yer almak istediğimden.O an öyle değildi belki ama sana dokunduğumdan beri çıkaramıyorum yaramaz gülüşlerini aklımdan.

Defalarca izledim seni.Defalarca.Belli etmiştin diğerleri gibi olduğumu.Ve ben ilk defa bunu umursamamıştım.Sen bulut yalanlarını söylerken bana inanmış gibi yapmayı da sevdirmiştin.Harikada öpüştüğün söylenemezdi ama öpmüştün beni.Su yeşili kırılmış çekyatında.Beyaz eskimiş yırtılmış t-shirtünle.Renkliydi iç çamaşırın.İlk defa heycanlanamamıştım.Seni öpmek istediğim gerçekti ama bir şeyler heycanımı öldürmüştü.İşte o an vazgeçtim bedenini tanımaktan.Seni tanımaktan.Hayatına dahil olmaktan.

Öyle yalnızdın ki.Kedi yavrusu gibi emeklemelerin umursamayışlarının hepsi bundandı.Kalabalık ama korkunçtu yalnızlığın.Şimdi boğuluyorsun yüzdüğün sularda.Kurtarmak istiyorum seni.Ama boğularak ölsen daha mutlu olacakmışsın gibi.Bok çukuruna saplanan kanadı kırık kuş gibi

      aldığın her nefes öldürüyor seni.
    ve ben ölüşlerini en önden izliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder